ERGENLİK Hali
“Gidin başımdan, kimseyle konuşmak istemiyorum.” “Oofff boğuluyorum! “Karışmayın bana!” “Herkes, her şey üstüme üstüme geliyor” “Kimse sevmiyor beni!”
Tanıdık geliyor mu bu sözler? Siz büyümek yolculuğunda en zor en sıkıntılı sürece giren çocuklar, gençler tanıdık geliyor mu bu sözler? Siz; çocukluktan çıkmaya başlamış artık çocuk mu büyük mü olduğuna karar veremediğiniz evlat sahibi anne babalar, tanıdık geliyor mu bu sözler?
Neredeyse bu yazıyı okuyan herkesin evet dediğini duyar gibiyim. Çünkü büyüme yolculuğunda ergenlik sürecine giren her çocuğun/gencin ve her ebeveynin mutlaka söylediği ya da duyduğu cümlelerden bazıları bu ifadeler.
Nedir bu ergenlik denen? Nasıl bir süreç, nasıl bir yolculuktur? Genel olarak bir bakalım;
Ergenlik; büyümek, yetişkinliğe erişmek anlamına gelir. Buluğ çağı, Delikanlılık, Genç kızlık, Gençlik çağı olarak adlandırılır.
Genelde 10–12 yaşlarında başlayıp 20 yaşların başlangıcına kadar süren hızlı bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal başkalaşım ve dönüşümün olduğu değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Kızlar 10–12 yaş, erkekler 12–14 yaş civarında ergenlik sürecine girerler. Kızlar ergenliğe1–2 yıl önce girip, 1–2 yıl önce tamamlar.
Bu dönem gelişimsel farklılıkların görüldüğü üç bölümlü bir süreç olarak ayrıştırılabilir.
Erken Ergenlik (Erinlik) dönemi (10–14 yaş)
Erken Ergenlik (Erinlik) Dönemi (11–14 yaş)
Erinlik, buluğ, puberty de denir. - Ergenin yüzünde, bedeninde, kol ve bacaklarında, hormon üreten sistemlerinde önemli değişiklikler olur. - Erkeklerde testisler sperm hücresi ve prostat semen sıvısı üretmeye başlar. - Kızlarda ise yumurtalıklar olgunlaşıp yumurta hücresi üretme özelliği kazanır. Yumurta hücresinin bedenden atılma süreci olan mensturasyon /regl (adet görme / ay hali) başlar. Bu değişiklerin daha önceden çocuğa anlatılması, bu süreçte yapması gerekenlerin öğretilmesi gerekir. Çünkü daha önce uyarılmamış olan çocuklar hastalandıklarını düşünerek ya da (altlarına kaçırdıklarını zannedip) suçluluk duyarak acı çekebilirler. Bu yüzden çocuklar kirlendiklerini düşünerek sıkça kıyafet değiştirme ve yıkanma davranışı gösterebilirler.
- Bedenin çeşitli bölgelerinde; koltuk altı, cinsel organ çevresinde, erkeklerde yüzde kıllanmalar başlar. Ter bezleri faaliyetlerini arttırır. Beden temizliği konusunda da bilgilendirilmelidirler. - Bu dönemdeki ani ve hızlı fiziksel değişimler yüzünden çocuğun ilgisi bedenine dönüktür. Sakarlık artar. Bunu isteyerek yapmadığı için şaşkınlık, suçluluk ve utanç duyabilir. Kendine yabancılaşma hisseder. - Cinsel rolü ve kimliği açısından çatışma ve korkuları başlayıp, çelişkili duyguları varsa da cinsiyet rollerini daha derinliğine öğrenir.
Orta Ergenlik Dönemi (15–17 yaş) Anne-baba artık her şeyi bilen, hatasız, mükemmel insanlar değildir. Eksik ve yetersiz tarafları görülmeye, eleştirilmeye başlanır. Anne-baba değersizleştirilir. Ebeveynden duygusal olarak uzaklaşır. Ayrışma yaşanır. Ayrışma ergenin bireyleşmesine hizmet eder. Bireyleşme ergenin kendisi ile ilgili konularda, sorunlarda kendi kararlarını verebilmesi, seçimlerini yapabilmesi, kendisini gerçekleştirmesidir. - Aileden bağımsızlaşma çabalarında çelişkili duygular yaşayabilir. Örneğin sıkça evden ayrılmak düşüncesinde olsa da ya da dile getirse de fiziksel, duygusal, zihinsel ve ekonomik tam olarak hazır değildir. - Anne-babanın ergen üzerindeki etkisinde zayıflama, hatta onlara karşı çıkma davranışları görülebilir. - Aile dışında yeni sevgi kaynakları arar. Arkadaşları, örnek aldığı kişiler daha ön planda ve değerlidir. Bir gruba ait olmak, onlar gibi giyinmek onlar gibi davranmak, değer verdiği kişi ya da kişiler tarafından takdir edilmek, onaylanmak daha önemli hale gelir. - Bilişsel gelişimi hızlanır. Eleştirel ve soyut düşünce derinleşir. Soran, sorgulayan, otoriteye ve kurallara karşı tutum ve söylemlerde bulunur. - Sebatsızlık, düzensizlik, tutarsızlıklar (çalışma zorunluluğu duyma ve zevk arasında kararsızlık gibi) görülebilir.
Geç Ergenlik Dönemi (18-21yaş)
- Kendi kararlarını verip seçimini yapma konusunda çelişkiler azalır. Daha olgun kararlar ve çözümler üretebilecek durumdadır. - Kendi ilgi ve yeteneklerini daha gerçekçi tanır. Kendine karşı daha hoşgörülü ve kabul edicidir. - Daha gerçekçidir; Kendi yolunu gerçekçi bir biçimde belirleyebilir. Hayat boyu sürecek olan meslek, iş ve eş seçiminde daha gerçekçi tutum ve tercihler yapabilir. Yaşam ve değer yargılarıyla ilgili sorunlarına yanıt aramada daha gerçekçidir. Cinsel çatışmalar azalır, daha gerçekçidir. - En önemli sorunu kimlikle ilgili sorunların çözümlenmesi ve kimliğin oluşturulmasıdır. Kimlik; ‘ben kimim’, ‘ben neyim’ sorularına yanıt verebilmesidir. Kimlik herhangi bir biyolojik gelişim olgusu gibi kendiliğinden oluşmaz, bireyin kendi çabasını gerektirir. Ergenin kimliğini kazanması ve oluşturması için meslek seçimini yapması, karşı cinsle sevgiye dayalı ilişkiler kurması ve bu ilişkileri yönetip yürütebilmesi, yaşam biçimi belirlemesi, siyasi, dini, felsefi görüşlerin geliştirilmesi, grup içinde olabilmek ve grup samimiyetini başarması gerekir.
Ergenlik, büyüme sürecinde hepimizin içinden geçmek zorunda olduğumuz bir yol. Benzer değişimleri ve gelişimleri yaşasak da hiçbirimizinki aynı değil. Zorunlu olan bu yolculukta çocuğun fiziksel, biyolojik, zihinsel ve psikolojik değişimlere hazırlanmasıdır. Bu hazırlığı yapacak olanların başında elbette ki da anne-babalar gelmektedir. Birçok yetişkin kendi yolculuklarını yeterli bilgi ve destek olmadan tamamlıyor. Ve büyürken, özellikle orta ergenlik döneminde, en az bir kez; ‘bir gün ebeveyn olursam sizin gibi davranmayacağım çocuğuma’ sözünü söylemiş olmalarına rağmen, bir bakıyorlar ki çocuklarına anne ya da babaları gibi davranıyorlar. Benzer hataları yapıp, çatışmalar yaşıyorlar. Bu yüzden hem çocuğun hem anne babanın ergenlik hakkında bilgi sahibi olması her iki tarafında bu süreci az hasarlı ve sağlıklı atlatmasına yardımcı olacaktır.
Sağlıklı bireyler yetiştirmek için çocuğunuzu ergenlik sürecinde bilgilendirin. Ona sevildiğini, saygı duyulduğunu, anlaşıldığını, kabul edildiğini, fark edildiğini, gerekli olduğunu, önemli olduğunu hissettirin. Ona yaşına ve dönemine uygun bağımsızlıklar ve sorumluluklar verin. Güven duyulduğunu, güven duyabileceğini fark ettirin.
‘Biz hiç böyle şeyler yaşamadık ve gerek görmedik’ diyerek, çocuğunuzla sorunlu ve çatışmalı bir ilişki yaşamaktan, sizden uzaklaşmasından, onu kaybetmektense zorlandığınızda profesyonel yardım ve destek almaktan çekinmeyin.
Tüm ergenlere ve ergen anne babalarına sağlıklı bir şekilde az hasarla tamamlanmış bir ergenlik süreci dilerim.
Halil Şenelmiş Uzman Psikolog |
2002 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |